Seçimin Seyri ve Hedefler

Siyasi partilerin seçmeni ikna etmesi için son 7 günlük dönemece girdik.

Bir önceki Cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP, MHP ve HDP’nin AK Parti karşıtlığı üzerinden başlayan dolaylı ittifakına şahit olmuştuk.

Bu ittifak, şimdilerde çok daha görünür bir hal almış durumda.

Her iki seçimde de öncelikli hedef Recep Tayyip Erdoğan’dan başkası değil aslında.

Niyetler belli.

Erdoğan’ın siyasetteki etkisini kırmak veya siyaset sahnesinden tamamen silmek.

Hızını alamayıp demokratik sınırları zorlayan ve darbe imasında bulunanlar ise işin cabası.

Tabi ki bu amacı gerçekleştirmek için kullanılan Truva atları ve başrol oyuncuları..

Cumhurbaşkanlığı seçiminin başrolünde çatı aday Ekmeleddin İhsanoğlu ve yardımcı aktör Selahattin Demirtaş vardı.

CHP ve MHP ittifakının %50 oy alabileceğine en baştan inanmadıkları İhsanoğlu ile bu amacı gerçekleştirmek için umutlarını Demirtaş’ın AK Parti tabanından çekeceği oya bağladıklarını görmüştük.

Bu iki partinin 7 Haziran seçimlerine dair umutları Truva atı pozisyonundaki HDP.. Bu sefer başrolde sadece Demirtaş var.

Demirtaş’ın bir önceki performansına ve çatı parti gibi seçimin merkez noktasına oturttukları HDP’nin AK Parti tabanından çekebileceği oya umutlarını bağlamış durumdalar.

Her iki seçim gösterdi ki, CHP ve MHP gitgide ayrılmaz ikili olmaya başladı.

Bir önceki seçimde, seçim öncesi çatı aday üzerine ortaklıklarını dizayn eden bu iki parti, 7 Haziran seçiminde ciddi bir oy kaybına uğramasını bekledikleri AK Parti’nin ardından kendi aralarında kuracakları koalisyon ortaklığı hazırlıklarına şimdiden başladı.

Her iki partinin de tek başına iktidar için seçmene sunacakları tutarlı hiç bir projeleri yok.

Tek ve en büyük proje, HDP’nin takviye edilmesi suretiyle AK Parti’nin iktidardan düşürülmesi ve bundan birkaç yıl önce kendilerine “Bunlar ruh üçüzü” benzetmesini yapan Recep Tayyip Erdoğan’ın diskalifiye olması ve ardından koalisyon hükümeti fırsatı.

Tüm işaretler bu yönde.

Öyle ki, CHP, MHP ve tek kullanımlık partner gibi gördükleri HDP’nin attığı adımlar dikkatle takip edildiğinde seçim kampanyası boyunca birbirleriyle rekabet etmediğini görüyoruz.

Karşılıklı suçlamalarla birbirlerinin enerjisini tüketmek yerine bu enerjiyi AK Parti üzerine yoğunlaştırdıklarını, hatta daha fazlasını seçimin öznesi olan Recep Tayyip Erdoğan’a diz çöktürtmek üzerine harcadıklarını görüyoruz.

Yani, bir önceki seçimde “Seni Cumhurbaşkanı Yapmayacağız” sözü, yerini “Seni Başkan Yapmayacağız” sözüne bırakmıştır.

Bir sonraki yazıda Seçimin Sonucu ve Olasılıklar  konusuna değinelim

Sağlıcakla kalın.

USTAD  30.05.2015

 

@akgulahmet