“Hayır bildiklerimizden şer, şer bildiklerimizden de hayır çıkabilir” der büyüklerimiz.
Bu inanışın kaynağı Kur’an-ı Kerim’in Bakara süresi 216.ayetidir. “Savaş, hoşunuza gitmediği hâlde, size farz kılındı. Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken, siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki, bir şey sizin için kötü iken, siz onu seversiniz. Allah bilir, siz bilmezsiniz.”
Mukadderatımızı derinden etkileyen şeytani badireleri bir bir atlatmaya devam ediyoruz.
Küresel şeytani aklın emir erlerinin 15 Temmuz darbe girişimini Rabbimizin inayetiyle atlattık ve ümmetin umudu olan bu güzelim ülkeyi yüzyıl sürecek yeni bir işgalden kurtarmış olduk.
Büyük bir şer, hayra inkılap etti ve “Yeni Kapı Ruhu” başta olmak üzere birçok hayrı beraberinde getirdi.
Bir araya geleceğini hiç tahmin etmeyeceğiniz insanlar, aynı çatı altında bir araya toplanacağını hiç ummadığınız gruplar bu vesileyle bir araya geldi ve gelmeye de devam ediyor.
Dün, görmeye alışık olmadığımız bir manzaraya daha şahitlik ettik.
Başbakan Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP lideri Devlet Bahçeli Başbakanlık konutunda kameraların karşısında bir araya gelip teröre karşı birlik mesajları verdiler.
Vatandaş için moral verici durumlar bunlar..
“Söz konusu vatansa gerisi teferruattır” sözünün bilfiil hayat bulmuş hali gibi..
Bunda Sayın Başbakan’ın naif ve birleştirici tavrı elbette etkili ama Sayın Bahçeli’nin 15 Temmuz sonrası gösterdiği civanmert davranışı görmezden gelmek büyük haksızlık olur.
Dün bir yandan bu manzara yaşanırken, öte yandan Dahiliye Nazırımız Süleyman Soylu, terörle mücadelede kararlılık açıklamasını Hakkari gibi bir yerden yapıyordu.
Ömrü politik arenada geçen Sayın Soylu’yu bilenler şunu da iyi bilir ki, ağzından dökülen sözcükler asla dostlar alışverişte görsün sözcükleri değil.
Bir yandan şefkatini gösteren devletin, diğer yandan bu illet sonlanana kadar kudretini göstereceğine işaret sözler bunlar.
Tıpkı devlet başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın günün finalinde ilan ettiği “Teröre Karşı Milli Seferberlik” ilanı gibi..
100 yıllık kangreni sona erdirmeye yönelik çözüm ve kardeşlik sürecini “gerekirse baldıran zehri içerim” kararlılığı ve samimiyeti ile başlatan Erdoğan’ın bu seferberlik ilanında ne kadar kararlı olduğunu merak edenlerin geçmiş yazılarımızdaki “Erdoğan ne yapar ne yapmaz” içeriklerini okumalarını tavsiye ederim.
Erdoğan, vatan ve millet için iyi olduğuna inandığı bir konuda sonuna kadar samimi olmasına samimi de, bu işi yürütecek kadrolar ne denli samimi?
Hadi kabul edelim ki şu an için Erdoğan’ın yanında Binali Yıldırım ve Süleyman Soylu gibi yüreğimle varım diyen isimler var ama yeterli mi?
Bizden sandığımız siyasetçiler ne kadar yerli ve milli bu konuda?
Güvenlik ve istihbarat bürokrasimiz başta olmak üzere birçok kritik kurum 15 Temmuz sonrası temizlik yaptı yapmasına da ne denli yaptı?
100 yıllık kokuşmuşluk bir gecede temizlendi mi sanıyoruz?
Hadi diyelim ki, Fetö 40 yılın birikimi balgamdı ve devlet-milletin öksürmesiyle o balgamı söktük
Lakin onun zıttı gibi görünen ama uyguladığı yöntemleri bile bire bir aynı olan perde arkasında biricik ortağı İran Teali cemiyeti mensubu İrancılara bir şey yapabildik mi?
Balgamı sökp attık atmasına da, ülke beyninde tümöre dönüşmekte olan bu kadim belaya karşı ufacık bir tedbir girişimimiz var mı?
Evet, aslan yine kükredi..
Aslan gibi kükredi ve millette yine bir umut oluştu.
Çünkü bu millet liderinin sevgisinde de gazabında da samimiyetine hep inandı..
Lakin sıkıntı arada..!
Milletle liderinin arasında oynayanlarda..!
Çoklu oynayanlarda..!
Teröre karşı milli seferberlik eyvallah ama kimlerle ve nasıl olacak?
Bakalım çakallar bu sefer nereden dolanacak ve hedefi nasıl saptıracak.
Çözüm, Fetö, Suriye ve daha bir çok konuda olduğu gibi..
Velhasıl soru çok, şimdilik okumanıza zaman yok.
Yarın bu konuya daha ayrıntılı girelim inşallah.
Yazının yarın ki serisini bu çakallara ayıralım ki birşeyler daha heba olmasın.
Hem de tüm çıplaklığıyla ve neye mal olursa olsun.!
Sağlıcakla kalın
@akgulahmet
