Gezi Parkındaki Mechul: Claudia Roth

Çevreci bir çıkış ve masum protestolarla birlikte başlayan Gezi Parkı eylemlerinin 20. gününe girerken, polisin dün akşam saatlerindeki müdahalesini ya da İstanbul valisi Mutlu’nun ifadesi ile boşaltmasını izledik.

Haber kanallarından izlediğimiz kadarıyla ilk günlerdeki hatalara düşmeyen toplumsal olaylara müdahale polisinin gayet orantılı müdahalesine şahit olduk. Bu yönüyle tahriklere kapılmayan ve akıllı müdahalede bulunan polisi tebrik etmek gerekiyor.

Aynı saatlerde sosyal medyada çoğu yurt dışı kaynaklı tahrik edici twitter ve facebook mesajları arttıysa da sağduyulu kesimlerin parktaki ağaçların kesilmesini protesto ile başlayan eylemin zamanla ideolojik bir hal aldığına ve ondan öteye giderek dış ülkelerin çıkarlarını koruyan bir eyleme dönüştüğüne şahit olup marjinal grupları bırakarak oyunun bir parçası olmaktan sıyrılması olumlu bir gelişmeydi.

Dün için dikkatimi çeken önemli hususlardan birisi de polisten kaçanlara ev sahipliği yapan divan oteli konuklarıydı. İlla ki bir bahanesi vardır ama Alman siyasetçi Claudia Roth’un müdahalenin başlayacağı saatlerde bu otelde ne amaçla bulunduğunun ve kimlerle görüşme halinde olduğunun ciddi olarak araştırılması gerekiyor.

Olayların sürdüğü sıralarda Mardin merkezli düşünce kuruluşu USTAD adına yaptığımız açıklamamızda da belirttiğimiz üzere Osmanlı saltanatına ait bütün izleri yok etmek üzerine kurulu bir zihniyet, Osmanlının yerine ikame edilen Türkiye Cumhuriyetini demokratik görünümlü bir saltanatla yönetmeye çalıştı.

Osmanlı saltanatı ile bu derin saltanat arasındaki farkı anlamak için geçmişimizdeki birleştirici ruhun yerini kıblesini batıya dönmüş ve bunların emrine amade jakoben azınlığın görüntüsünü okumak yeterlidir sanıyorum.

Gezi parkı olaylarının, IMF borcunun bittiği, çözüm sürecinin başarıyla yürütüldüğü, Türkiye’nin bölgesel güç ve küresel aktör olmaya başladığı bir sırada patlak vermesinin (masum çevre hareketi olarak başlayan gruplar hariç)  iyi niyetle açıklanır bir  tarafı kalmadı.

Suriye’de 2 yıldır yaşanan insanlık trajedisine kınama mesajı göndermekten aciz ülkeler, yeniden şekillenecek dünya politikasında yerini alacak Yeni Türkiye’ye karşı hazımsızlıklarını gezi parkı eylemlerine ilişkin art arda yaptıkları açıklamalarla açık bir şekilde gösterdiler.

90 yıldan fazladır derin uğraşılarını sürdüren jakoben azınlık ve onların eli ile ülkenin kaynaklarını sömüren ülkeler, Anadolu insanı üzerindeki baskıların son bulmasını hazmedemediler.

Nitekim İsrail’in heyecanlı bekleyişi ve bu yönde gelen yorumlar, batı basınının isyana teşvik edici ve iki yüzlü yayınları, platformun Bülent Arınç ile görüşmesinde ortaya şart olarak öne sürdüğü maddeler, son olarak ta  Avrupa parlamentosunda alınan karar bütün niyetleri ortaya koydu.

Eylemlerin seyri gösterdi ki,  son 10 yılda yapılan tüm operasyonlara rağmen medya, iş dünyası ve devletin derinliklerindeki statükocu yapı hala varlığını sürdürmekte ve özellikle çözüm sürecine girdiğimiz bu günlerde farklı bir toplumsal dizayn ve korku psikolojisi ile siyaseti şekillendirmek suretiyle geçmiş günlere döndürmek istemektedir.

Neoconlar, İsrail, Esed rejimi ve onunla aynı  tastan su içen  AB(D), İngiltere, Fransa, Almanya’daki  emperyalist aktörler,  Anadolu insanının kendisini yönetme iradesini zayıflatmak, 100 yıldır kaybettiği hakkını aramasına mani olmak için aynı çıkarlara hizmet eden işbirlikçi yapıyı kullanarak kaos ortamı oluşturmakta ve oluşturmaya da devam etmektedir.

Uluslararası ittifakın kendisini AP üzerinden göstermeye başladığı bu günlerde bunun farkına varmak, bu ittifakın kirli oyunu sürdürmesine, başlayan kardeşlik ve huzur sürecini baltalamasına,  emperyalizmin iç siyaseti dizayn  etmesine mani olmak herkesin sorumluluğu olmuştur. Buna verilecek en iyi cevap yeni ve sivil anayasanın bir an önce çıkartılması olacaktır.

Son olarak Türkiye’ye her gelişi skandal olan ve adı bölgemizdeki bir taım olaylarda da anılan  Alman siyasetçi Claudia Roth’un neden orda bulunduğunun araştırılıp kamuoyunun tatmin edilmesinde fayda var.

 

Sağlıcakla kalın

USTAD 15.06.2013