Darbe, Karşı Darbe, Beklenen Darbe – 1

15 Temmuz CIA Haşhaşi Darbe Girişimi Üzerine Kısa Hasbihal

Ülke tarihinin en kirli ve bir o kadar karmaşık darbe planının üzerinden tam bir hafta geçti.

10 gündür meydanlar tıklım tıklım.

15 Temmuz gecesi tanklarla adeta alay edercesine darbenin karşısında duran Anadolu insanı, dünyaya vatan sevgisi ne imiş fazlasıyla gösterdi ve göstermeye de devam edecek.

Uğrunda ölmeyi göze aldığı Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan talimat gelmedikçe de meydanları terk edeceğe benzemiyor.

Vatan ve millet şuuru olan her insan gibi bizlerde darbenin ilk dakikalarında Erdoğan’ın görüntülü talimatı gelmeden tavrımızı ortaya koyduk ve aradan zaman geçtikçe bu davranışımızla çocuklarımıza anlatacak şerefli bir hatıra oluştuğunu daha iyi anlamış olduk.

Adsız-20

Haberi aldığım ilk dakikalarda öyle inanılmaz duygular içeresine girmiştim ki, 37 yıl önce Batman’da yaşadığım 12 Eylül darbesi gözlerimin önünden bir sinema şeridi gibi aktı. Henüz 9 yaşındaydım ve neredeyse darbe öncesi yürüyüşlerde atılan sloganlardan tutunuz da, askerin hırçın hallerine, bir kepenkten diğerine askerle oyun oynarcasına yaşadığımız sokak dalaşlarından tutunuz da, dipçik yiyen sivil manzaralarının hepsi gözümde canlandı.

Tabi darbe sonrası milletin acı hikayeleri ve yaşadığı travmalar apayrı bir trajedi..

15 Temmuz haşhaşi darbesinin hedefinde milletin sevdası ve ümmetin umudu haline gelmiş Erdoğan olduğu aşikardı ve Erdoğan’a yapılacak herhangi bir darbe, klasik söylemle sadece “demokrasiye yapılmış bir darbe” değil, genelde bu ülkenin, özelde Müslümanların bütün kazanımlarına yapılmış olacaktı ki, bu durumda ne bankamatik ne de ekmek kuyruğu namusu ve şerefimizi ayaklar altına girmekten kurtaramayacaktı.

Bir yandan sosyal medyada halkı uyandırmaya çalışırken, diğer yandan özel haberler uçuruyor ve şerefini muhafaza etmek üzere halkı meydanlara davet ediyorduk.

Beni o gece duygulandıran birçok hadise olduğu kesin ama en çok evi arayıp “Babacığım şerefsizler Erdoğan’a darbe yapmış ben eve gelmiyorum. Dışarda olacağım. İsterseniz dedenize geçin isterseniz farklı bir tedbir alın. Ucunda ya ölüm ya cezaevi olacak” dediğim 13 yaşındaki oğlumu, ilk gece yürüyüşünde bizi caydırmak için silah sıkan askeri lojman nöbetçilerini geçtikten hemen sonra kız kardeşi ile birlikte karşımda görünce “Ne işiniz var. Neden geldiniz” soruma “Baba düşündüm de, sen öleceksen biz niye kapıyı kapatıp oturalım ki” sözünün hem benim, hem oğlum için gelecekte anlatılacak şerefli bir hatıra olarak kalacağı kesin.

Ertesi sabah İstanbul ve ülkenin birçok yerinden gelen kahramanlık destanlarını görünce bizimkisinin çorbada bir tuz olduğunu anladık daha sonra.

O gece, halkın meydanlara indiğini görünce içimi bir ferahlık kapladığını itiraf edeyim. Hele de Erdoğan’ın cesur seslenişinin ardından umudu artan insanların kalabalıklar halinde meydana akın ettiğine şahit olduğumda rahmetli Mehmet Akif’in “Girmeden tefrika bir millete düşman giremez. Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez. Bırakın eski hükümetleri meydandakiler, Yetişir, şöyle bakıp ibret alan varsa eğer.” Mısralarını mırıldanıp bu iş tamamdır diyordum kendi kendime..

Adsız-19

En esaslı zamanda, en net bir dille yaptığımız meydanlara davet görevimizi karınca kararınca yerine getirdikten hemen sonra uğraşı alanım gereği çiçek böcek edebiyatı yapmak yerine bu alçakça darbe girişiminin öncesi ve sonrasına dair okumalarıma zaman ayırıp bu yönde aydınlatmalara kendimi yoğunlaştırmak istedim.

Bu vesileyle darbe şehidi güvenlik güçleri ve vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum.

Sağlıcakla Kalın

@akgulahmet

Devamı Gelecek

 

Adsız-2