Batı ve Şürekâsı Referanduma Niye Bu Kadar İlgili Ve Endişeli

Türkiye, 100 yıllık siyasi tarihinin belki de en önemli süreçlerinden birisini yaşıyor.

Vatandaş, 16 Nisan’da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi için önüne konulan anayasa değişikliğine Evet veya Hayır diyecek.

Bu öyle bir referandum ki, sonucu sadece iç siyaseti değil, batıyı ve İslam coğrafyasını da ziyadesiyle ilgilendiriyor.

Hazır batı demişken, batının bu seçime duyduğu aşırı ilgi ve endişesinden söz edelim.

Malumunuz 17 Aralık sonrası Türkiye’de 3 adet seçim gerçekleşti.

Cumhuriyet tarihi boyunca gerçekleşen Türkiye seçimlerine izleme adı altında vesayetçi müdahalelerde bulunan batının bu müdahaleleri 2015 seçimlerinde iyice zıvanadan çıkmıştı.

Lakin yaşadığımız şu referandum sürecinde Erdoğan üzerinden İslam düşmanlığını ayyuka çıkartmakla kalmayıp hayır oyu çıkması için apaçık propaganda yapmaya başladı bu utanmazlar.

Yanlış anlamayın sakın.

Siyasi bir referandumdaki Evet veya hayır meselesinin “Müslüman veya Gavur” meselesine çevrilmesini onaylamayanlardan biriyim.

Ama batının bunu hilal ve haç mücadelesi haline getirdiğini de iyi gözlemleyenlerdenim.

Biz de buna uyduk mu? Uyduk. Yanlış mı yaptık. Bence Yanlıştı.

Çünkü bizim Küfürle siyasi cedelleşmemizin tarihi 16 Nisan referandumuyla değil 14 asır öncesinden Kur’an’ın emriyle başlamış ve kıyamete kadar devam edecektir.

Lakin kesin bir doğru var ki, Küresel şeytani akıl, son süreçte bu ülkeye müdahale şansını iyice kaybedeceği endişesiyle daha net ve sert mesajlar vermeye başlamıştır.

“Türkiye, Müslüman Türklere bırakılmayacak kadar önemli bir ülkedir, kaderini tek başlarına belirleyemezler.” Demeye başlamıştır

“Tam batılaşmamış, yoksul Müslümanların kendi ülkelerini yönetmelerine izin verilemez” şeklinde aşağılayıcı bir tavra girmiştir

Öyle ya.!

100 yıldır parmaklarına oynattıkları oyuncak ellerinden alınmak üzeredir.

Bu ülkenin son 100 yılında insan hakları namına endişe edilecek öyle gelişmeler yaşandı ki, Rahmetli Erbakan hocanın deyimiyle “Haçlı kulübü Avrupa” bunları ne gördü, ne duydu ne de hissetti.

Hepsinde 3 maymunu oynadı.

Oynadı zira senaryosu kendisine aitti.

Bu ülkede halka sorulmadan rejim değişikliği oldu mu?

Bal gibi oldu.

Batı ve şürekâsı endişelenmiş miydi?

Hayır.

Çünkü onlara göre Anadolu’nun Müslüman halkı cahil ve anlamaz bir halktı.

Yine açık oy, gizli tasnif safsata seçimle tek partili ve tek adamlı yönetimin ömrü dört yıl daha uzamış mıydı bu ülkede?

Evet.

Peki, o yıllarda Batı ve şürekâsı, İnönü’ye tek adam veya diktatör dedi mi?

Elbette demedi.

Böylesine saçma bir seçim yapılırken Batı ne endişeyle izledi, ne de kaygılandı.

Bu şeytani akıl, Takrir-i Sükûn Kanunu çıkartılıp hiçbir üyesi hukukçu olmayan seyyar İstiklal Mahkemeleri kurulduğunda hiç endişelendi mi?

Elbette kaygının zerresi bile duyulmadı.

Ya bu ülkenin gençleri, 1980 darbesine giden süreçte birer birer toprağa düştüğünde?

Hayır

Peki, 28 Şubat sürecinde tanklar vatandaşa balans ayarı yaparken,?

Hayır

İslami kimliğe sahip olanlar ikna odalarında psikolojik işkenceye tabi tutulurken?

Vallahi ne endişe ile izledi ne de kaygılandı.

Batı, Abdülhamit’ten bu yana İslami hassasiyeti olan bütün İslami oluşumların baskı altında tutulmasından zerre kadar kaygı duymadı.

Hele ki, yüz karası Yassıada Mahkemesi uygulamaları ve bu ülkenin Başbakanı ve iki bakanının idam edilmesi gibi yüzkarası hadiselerden hiç mi hiç endişelenmedi.

Batı, ne son dönemde yaşadığımız 367 garabetinden, ne de 15 Temmuz hıyanetinden endişelendi.

—————————————–

Şimdi, şürekâsıyla birlikte kalkmış, hep bir ağızdan “Cumhuriyet elden gidiyor” narası atmaktalar.

Gitmiyor yahu gitmiyor.!

Bir yere gittiği yok cumhuriyetin

Giden, sizin vesayetiniz.!.

Giden, 100 yıldır cumhuriyet kamuflesine sokarak yönettiğiniz kurumlar..

Biten, bu ülkede yaptırdığınız ihtilaller ve akıttığınız kanlar.!

100 yıldır insan hakları ve demokrasi kılıfı altında yaptığınız zalimlik ve sahtekarlıklar..

Bu yüzden olmalı ki, dünyaya yayın yapan Times, Bild, BBC gibi destek kuruluşlarınızla 16 Nisan referandumunu dakikası dakikasına takip etmektesiniz.

Bu yüzden olmalı ki, seçim öncesi veya sonrası hangi senaryolar devreye sokulmalı diye kara kara düşünmektesiniz.

Oysa hep edilgen, senaryosu eline tutuşturulan ve kendisine verilen role uygun davranan bir Türkiye’ye ne güzel alışmıştınız.

Bu nimet elden gidecek korkusuyla Papa’nın arkasında safları bile sıklaştırdınız.

Bu yüzden içerideki tüm şürekanızı top yekün harekete geçirdiniz.

—————————————-

Halbuki sizler de seçim üzerine seçim yaşadınız.

Oysa biz, ülkenizdeki herhangi bir partinin seçimlerden mutlak zaferle çıkması veya mağlup olması üzerine bir hesap yaparak içişlerine karışmadık

Ülkenizle ilgili seçim sonrası senaryolar geliştirmedik.

Seçim sonuçlarını etkilemeye yönelik yorum veya analizler yaparak bunları uluslararası kamuoyuna taşıyan haberler yapmadık.

Ülkenizdeki etkin basın kuruluşlarıyla dirsek temasına geçerek, gerekirse birkaçını satın alarak toplum psikolojinizi etkilemeye ve kitleleri yönlendirmeye dair çalışmalar yapmadık.

Yapmadık, çünkü 14 yıllık güçlü Ak Parti iktidarı ve milletin tüm kalbiyle destek verdiği Recep Tayyip Erdoğan faktörüne rağmen hala edilgen, hala 100 yıl önce yazılan oyunun figüranı, hala senaryo yazan değil, senaryosu yazılan rolünden içeride on yıllarca yetiştirdiğiniz hainler yüzünden bir türlü kurtulamamıştık.

Ama artık bekleyin.

Referandum sonrasını bekleyin.

Kuvvetli bir Evet sonrası bekleyin.

Bütün bunlar yapılacak.

Siz ve 100 yıl boyunca büyüttüğünüz yılanlarınızın kafalarını ezme zamanı artık.

———————————————-

Hele batıyı anladık ta bizdeki bazı muhalefete neler oluyor?

Rahmetli Necip Fazıl “Bugün bizdeki muhalefet, iktidarı düşürme hırsıyla vatanı düşürmeye bile razıdır” derdi.

Hiç mi değişmezsiniz?

Hiç mi arlamassınız.?

Her seçimi tutarlı vaatler yerine sadece Erdoğan düşmanlığı ile yürütmenizi anladıkta elin gavurundan umduğunuz medet neyin nesi Allah aşkına?

Bu referandumda dahi “neden hayır” cevabını Erdoğan’ın varlığınıa bağlamanızı anladıkta  ülke menfaatleri iktidar hırsınızın önüne ne zaman geçecek?

Hele de bazı gruplar…!

Hırsları, onları elin Alman veya İngiliz istihbaratıyla, CİA’sı veya MOSAD’ıyla iş tutmaya kadar götürmüş durumda..

—————————————

Yazmıyordum, Yazmayacaktım.

Geçen gün mühim bir gazeteci yazarla muhabbet arasında dedim ki “tam 4 yıl önce kameralar önünde Cemaatin derin damarı ile siyasetin kalın duvarı arasındaki şiferli ortaklık çözülmeden bu iş kangrene döner açıklamasını yaptık ve olan oldu.

Bana şunu dedi sadece: “Sen bugün yeni yeni anlaşılan hakikatları 4 yıl önce söylemekle kendi ipini çekmişsin zamanında. Dışlarlar tabiki. Hatta engellerler de.. Fetö ile mücadele altında yürüttükleri sahte mücadelede ellerinden gelse mahallenin kendilerine rakip gördükleri herkesi kirleten tipler onlar”

El Hakk.. Gördük, Duyduk, Yaşadık..

Sadece bu kadar mı?

Değil elbette.

Ama sözüm var bir süre bulaşmayacağım.

Öyle ki, güncel yazmaya alışmış ben, her gün bir sayfa yazıp yırtar oldum.

Referandumdaki evetin selameti için sonrasına saklar oldum.

Ama dayanamayıp bir çift özet kelam edeyim.

İngiliz-İran birlikteliğinin gayri meşru evlatlarına dikkat edin.

Yese yese, referandumdan ister evet ister hayır çıksın her halükarda tarihin gördüğü en büyük münafıkları olarak bu ülkenin başını bunlar yiyecek.

Evet görünümlü hayırcılar.

“Evette bizim, hayırda bizim” modunda ve kendilerinden eminler

Ve her yerdeler.

Siyasette bolca olmak üzere kritik her kurumdalar.

Akredite edilen sivil toplumun muhatap rolündeler.

Ve birçok kesimdeler.

Bu yüzden dikkat edin.

Dikkat etmeyecekseniz, gayrı teslim edip vitrinde kalmanızın verdiği umutları tümden bitirin ki, yerli ve milli kim varsa sinesine çekilsin kalsın öylecene.

———————————-

16 Nisanla ilgili tahminimi burada yazmak istemiyorum lakin bir ipucu olarak şunu söylerim ancak.

Referandum sonrası yapılacak ilk Partili Cumhurbaşkanlığı seçiminde Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın alacağı oy 16 Nisan Referandumundan daha fazla olacak.

İpucu mu?

7 Haziran sonrası kısmi temizlikten sonra 1 Kasımdaki oylara bakın ve 16 Nisan sonrası yapılacak tam temizlikten sonra alınacak oyu hesap edin.

Tabi az önce bahsettiğim grup dönüp dolaşıp cıva gibi yine en merkeze oturmazsa…

Evet deyip şimdilik bir virgül koyalım.

Sağlıcakla kalın.

@akgulahmet

ab-liderleri-papanin-huzurunda