Gana İzlenimleri 1- “Barka Da Sallah”

İHH’nın Kurban 2013 organizasyonu kapsamında Batı Afrika ülkesi Gana’daydık.

Mardin’de başlayan yolculuğumun ardından Antalya’dan Kasım Birol Yılgın bey ve vakıf merkezinde görevli genç bir arkadaşımız Ensar Sezer Küçükaltan ile havaalanında buluşup İstanbul’dan Gana’nın başkenti Akra’ya tam yedi saatlik bir uçak yolculuğunun ardından ulaşıyoruz.

Kotoka havaalanında bizleri Gana Muslim Akademi başkanı Nureddin, Hudayi Vakfından Abdulkerim ve Cabirle ile birlikte güler yüzlü bir grup karşıladı.

gana_ahmet akgül

Otelde bir süre dinlendikten sonra ana cadde üzerinde kısa bir akşam turu atıyoruz. Yolda dikkatimizi çeken bir Türk lokantasında girip işletme sahibi ile bir süre sohbet ediyoruz. “Nasıl ve neden Gana?” sorumuza, karşı masada oturan dayısını göstererek cevap veriyor. Bir TV programında Gana’yı izlemiş ve çok etkilenmiş bir gurbetçi.. Hepsi siyahi Gana’lı olan garsonlarına birkaç kelime Türkçe öğretmeyi başardığını ballandırarak anlatan İşletme sahibini ve yanımızda oturan bir Türk arkadaşın “Türkçeden ziyade kaybolmuş İslami değerlerinden bir kaçını ve Müslümanların ortak malı Kur’an alfabesini öğretmekte fayda var” sözlerini gülümseyerek dinliyoruz.

Geceyi otelde geçirdikten sonra Arafe günü şehri tanımaya ve insanların yüzündeki ifadeyi okumaya çalışıyoruz. Yol boyunca sırtına bağlı bebeği, kafasında kocaman bir sepeti ve elinde satılık malzemeleri olan yorgun bakışları izliyoruz.

Hem seyyar satıcıların, hem seyir halindeki araçların içerisinden bizi gözetleyen bakışlardaki yorgunluğu ve geçmişte beyaz adamın yaşattığı acılarından kaynaklı nefretin tedirginlikle karıştığını yüzlerinden okur gibi oluyoruz.

(M)Edeni Batı’nın Sömürge Anlayışı

Kenya kurucu devlet başkanı Kenu Kenyattu’nun ifadesi ile: “Beyaz adam topraklarımıza geldiğinde bizim elimizde altınlarımız vardı, onların elinde İncil, bize gözlerimizi kapatıp dua etmemizi istediler, gözlerimizi açtığımızda bizim elimizde İncil vardı, onların ellerinde altınlarımız…”

gana_ahmet akgül1

Ganalı Müslüman alim Ali Karaye’nin ifadesi de aynı doğrultuda: “”Beyaz adam ülkemize geldiğinde onların elinde incil, bizim elimizde de topraklarımız vardı. Şimdi ise bizim elimizde İncil, onların elinde topraklarımız var.”

15.yüzyılda Portekizli beyaz adamla ilk karşılaşmasının ardından kölelikle tanışan bu ülke, tarihi boyunca Hollanda, Danimarka, İsveç ve özellikle İngiltere’nin köle ticaretinde acımasız uygulamaları ile karşı karşıya kalmış.

Batılı sömürge güçler tarafından Gana’da oluşturulan köle ticaret merkezleri insanlığın yüzkarası olarak hala ayakta duruyor. İngiliz köpekler eşliğinde hayvan avlar gibi avlanan masum siyahlar köle merkezlerinde acımasız bir terbiyeye tabi tutulduktan sonra zincirlenmiş bir halde gemilere istif edilerek dünya pazarlarına köle olarak pazarlanıyormuş.

İnsanını köleleştirdikleri bu ülkenin aynı zamanda altın elmas, petrol, boksit, manganez gibi yer altı kaynaklarını da yüzyıllar boyunca sömüren Batılı ülkelere karşı ilk bağımsızlık hareketi Dr. Kwame Nkrumah tarafından 1960’larda başlatılmış ve bağımsız Gana ilan edilmiş ise de, Amerikan CIA’nın 1966 yılında organize ettiği askeri bir darbeyle  batı sömürüsünün devamı sağlanmış.

Afrika tarihinin en önemli liderlerden kabul edilen Dr. Nkrumah, Afrika ülkeleri arasında ilişkilerin artırılması ve Afrika Birliği kurulmasında en aktif insan olarak biliniyor. Gana Muslim Akademi başkanı Nureddin’in anlattığına göre  Afrika’da yapılan en sevilen lider oylamalarda Nelson Mandela’yı bile geride bırakıyormuş..

Yer altı kaynağı zenginliğinin yanı sıra dünyanın en fazla kakao üretiminin yapıldığı 25 milyon nüfuslu bu ülkede Nestle’den habersiz toprağa kakao tohumu atmak bile yasak.. Bu yüzden gezdiğimiz bütün bölgelerde/evlerde herhangi bir kakao ürününe rastlamak şöyle dursun, çikolatanın tadını bile bilmiyorlar.

Yüzyıllarca ekonomik açıdan sömürülen ve insanları köle ticaretinde kullanılan Gana’da buna paralel olarak kültürel ve dini sömürüyü de bariz bir biçimde görmek mümkün..

Duyuru panoları ve afişlerden, yol boyunca gördüğümüz küçük ilanlardan ve kilise okulları ile Şapel denen kiliseciklerden hemen hemen her mahalde misyonerlik faaliyetlerinin etkin bir şekilde yürütüldüğüne şahit oluyoruz.

Gana’lı bir Müslümanın anlatımına göre halkın yarısına yakını Müslüman ve kalan yarısı Hıristiyan ve animistlerden oluşmakta iken, an itibarı ile halkın yüzde 70’i Hıristiyan, yüzde 20’si Müslüman ve yüzde 10’u oranında çeşitli inanışlardan oluşuyor.

gana_ahmet akgül2

Azınlık duruma düşürülen Gana’daki Müslümanların diğer bir sorunu ise, Müslüman Afrikalının Arapça’ya benzeyen yerel dillerinin yerini tamamıyla İngilizcenin alması ve Müslüman öğrencilerin eğitim alabileceği İslami eğitim kurumlarının olmayışı..

 

Devamı gelecek..