Afrika İzlenimleri 3- “Gana’dan Aklımda Kalanlar”

Gana’da kaldığımız her gün bambaşka olaylara şahit olduk. Bunları hem yazmak, hem de okumak uzun zamanınızı alır düşüncesi ile aklımda kalan birkaç şeyi özetleyeyim.

1-      Son gün dağıtım ve eldeki ufak miktardaki sadakalar bitince “Keşke daha fazla kurban ve diğer imkânlarla gelebilse idik” diye hayıflandım

2-      Bayramın ilk günü çocukların bir balona bile hasret olduğunu görünce “Keşke bilseydim de bavulumu hiç değilse balonlarla doldurup gördüğüm her çocuğun yüzünde ayrı bir tebessüm görseydim.” diye düşündüm. Hele de küçük kardeşleri için “Give me Balon” dediklerini zannettiğim orta 2 yaşlarında iki kızın balonları alır almaz duvar dibinde sevinçle şişirip oynamalarını unutmak mümkün değil..

3-      Gezdiğimiz hiçbir yerde ne bir şeker, ne bir çay, ne bir yemek kokusu hissetmedik. Bizim hanımların sırayla getirdiği ikramları bırakın, yemek denen nizami bir alışkanlıkları dahil hiçbir şey olmadığından ilk gün saat 17:30 da görevimizi tamamlayıp döndükten sonra bir lokma atıştırma yapabildik.

4-      Birçok Müslüman sivil toplum örgütünü bünyesinde barındıran Gana Müslim Akademi organize bir ekip.. Biz gelmezden önce alımlar yapılmış, dağıtım listeleri ve bölgeleri hazırlanmış olduğu için her şey plan doğrultusunda çok güzel ilerliyordu.

5-      İkinci günün sonunda 4 evden oluşan bu avluda şahit olduğum tek yemek soğanın yağda kavrulup içerine salça ve çemen karışı bir maddenin konması oldu. Bizde en fazla üç kişiye yetecek miktardaki bu yemekten orda bulunan erkekler, çocuklar ve kadınlar dahil herkes ayaküstü birer ikişer lokma yedikten sonra günün yemeğini yemiş olmanın rahatlığı ile işlerine devam ediyordu. Bunca şeye şahit olunca yanımdaki Kasım Birol bey’e dönüp “Bizde olsa şu ana kadar önce kahvemiz gelir, sonra çay, sonra meyve, arada yemek hazırlığı, sonrasında yine çay ve finalde ev hanımının yaptığı tatlı gelirdi. Burada oturduğumuz süre boyunca tıkınır durur, artanı da içimiz sızlamadan çöpe boşaltırdık” demekten kendimi alamadım.

6-      Hayat pahalılığı ve sınıflar arasında uçurum öyle fazla ki, kurulu sömürge sisteminde bunu aşmak oldukça zor gibi.. Hem zaten hayat pahalılığından toplumun büyük çoğunluğu etkilenmiyor zira pahalaşan hayattan nasipleri yok.

7-      Erkeklerde olduğu gibi kadınların saçı da 1-2 numara ile kesiliyor. Sebebi de temizlik yapamamanın verdiği bitlenme, saç dökülmesi ve diğer hastalıkların kaygısı..

8-      2 gün boyunca satın aldığım mahalli elbise ile dolaştım. Bütün seyyar satıcılar yanımdaki arkadaşlara ilişmezken hep etrafımı sarıyordu. Sebebini daha sonra anladım ki, hem beyaz, hem kilolu, hem de bu elbiselere sahip olmak varlıklı Müslüman olmanın alameti imiş.. Tabi yanımdaki arkadaşların muzipçe satıcılara beni işaret etme hilesi ayrı bir hadise..

9-      Bayram boyunca Türkiye’den veya Avrupa’dan gelen hayırsever Türk vatandaşlarının hummalı çalışmalarına şahit olduk. Deniz Feneri, İzmir Ebrar Derneği, Hasene vakfı, Süleyman Hilmi Tunalı cemaatleri ve Fethullahçılar ile Aziz Mahmut Hüdayi vakfı, İHH ve şahsi girişimler…

10-  Kurban çalışması için Gana’ya gelen İbrahim adındaki hayırsever işadamının 5 gün boyunca kiraladığı Hristiyan taksi şöförüne yaptığı telkinler sonucunda  3. Gün “Nasılsın Kuku” soruma “Bana Ömer Faruk diyebilirsin” cevabını vermesini unutamıyorum.

11-  Ganader ve Aziz Mahmut Hudayi vakfı tarafından Mavi Marmara şehidi Furkan adına yaptırılan ve 17 milyon dolara mal olacak Akra Furkan camii 8000 kapalı 7000 açık olmak üzere 15000 kişilik ibadethane bölümü, konferans salonu, DİB ofisi, okul ve yurt hizmeti verecek devasa bir komplexi görünce hayran kalmamak mümkün değil..

12-             Yine Türkiye’de iken yeğenim Ömer’in liseden sınıf arkadaşı olduğu gerekçesi ile telefonda görüştüğüm Hamza adındaki delikanlı hakkında “canı sıkılıp bir değişiklik yaşamak için Gana’ya üniversite okumaya gitmiş” şeklindeki düşüncemin ardından Gana’da kendisini hizmete adadığını, yukarıda bahsettiğim kocaman cami kompleksinin satın alması dahil önemli misyonlar üstlendiğine şahit olunca itiraf edeyim ki kendimden mahcubiyet duydum.

13-             100 dolara iş bulan Gana’lı şanslı sayılıyor. Bu derece kendi ülkesinde bile köleleştirilen Gana’lının 100 dolara misyonerlerce din değiştirmesini anlamak zor olmuyor.

14-             Resmi bayram tatili bir gün olarak uygulanıyor.

15-             Müslüman ve Hıristiyan Gana’lı halkın arasında hiçbir tartışma veya kargaşa olmaması sevindirici..

16-             Onca yeşilliğe rağmen hayvanların otlayabileceği meraların olmaması ve tahıl ekimi yapılamaması yüzünden hayvancılık yapılamıyor.

17-             Sigara içene rastlayamıyorsunuz ama alkol ve uyuşturucuyu bulmak hem kolay hem de ucuz.. Buda köleleştirilmeye çalışılan toplumları uyuşturmanın en güzel hediyesi olarak sömürge ülkeler tarafından nizami bir şekilde sağlanıyor.

18-             Alkol ve uyuşturucunun sonucu olarak özellikle Müslüman mahallerin dışında kalan bölgelerde fuhuş ve buna bağlı hastalıklar oldukça fazla..

19-             Gana’lılar bizlerin Müslüman beyazlar olduğumuzu öğrenince tavırları değişip gevşiyorlar. Helede Osmanlı toplumuna güvenleri bir kat daha fazla.. Bunun nedenini soruyorum. Afrika’da bilinç arttıkça Osmanlı himayesindeki Kuzey Afrika bölgesine sömürgeci batılıların giremediklerini öğrenmişler ve bundan dolayı Müslüman Türk’e güven duyuyorlar.

20-             İran’ın katkıları ile ülkede Şii bir üniversite kuruluyor.

 

Son söz yol arkadaşlarım Kasım Birol bey ve Ensar Sezer’den oldun..

İslamiyet buralarda bir şekilde yeniden dirilecek.. Buralara yardım yapmakla kalınmamalı.. Ailelerin Türkiye’deki Müslüman toplumla ile teması da sağlanmalı ki İslami yaşantı dahil oraları yeniden fethedecek nesiller yetişsin..

Bir söz de Osmanlı’yı sömürgeci diye bize tanıtan bizdekilere benden gelsin..

Osmanlı, Vahşi Avrupa’nın aksine fethetmiş olduğu bölgelerde refah seviyesini arttırmak için bölgelerin kendi kaynaklarını kullanarak yatırımlar yaptı ve bu yatırımların izlerini Anadolu’dan ziyade hala balkanlarda, kuzey Afrika’da görmek mümkün.. Oysa ki sadece sömürgeci İngiltere’nin bu ülkelerden topladığı altın depoları tüm dünyayı doyuracak miktarda.. Osmanlı Şayet bu bölgelerin imkanını bu gün AB(D)’nin yaptığı gibi sadece Anadolu’ya aktarsaydı bu gün Anadolu’nun her metrekaresinde altından çeşmeler bulunrudu.

Yetimhane, Eğitim, Kur’anı Kerim dağıtımı, yerel sivil toplum örgütlerinin desteklenmesi, Ramazan iftar programları, Katarakt ameliyatı, tarımın güçlendirilmesi ve Kurban kesimi gibi projelerle Gana’da çok önemli bir hizmet gerçekleştiren  İHH İnsani Yardım Vakfına ve hayır yolunda evini ve rahatını bırakarak hayır hizmetinde bulunan tüm hayır kuruluşlarına..

Sağlıcakla kalın